"Enter"a basıp içeriğe geçin

Mentorluk topluma nasıl faydalı olur?

Mentorluk - Dr Riza Kadilar
Mentorluk

Mentorluk: Toplumsal uzlaşı ve ortak gelişim için etkin bir yöntem…

Geçtiğimiz yıl içinde Bloomberg Businessweek dergisinde çıkan mentorluk ile ilgili bu yazıma güncel olaylar karşısında tekrar yer vermek istedim:

Mentorluk süreçlerinin sağladığı faydalar üzerine literatürde yer alan kapsamlı çalışmalar ve somut verilere yer verdiğim bu yazımı şöyle bitirmişim:

“Yarınları bugün yaptıklarımızın inşa ettiği bilinci ile enerjimizin önemli bir kısmını önemli ama acil olmayan konulara ayırmamız ve bu sayede daha acil bir tehdit olmadan sorunlara önceden önlem alabilmemiz, ileride oluşacak fırsatları da önceden yapılan hazırlıklarla bizler için iyi bir imkana dönüştürebilmemiz lazım. Zaten liderlik bir anlamda da bu değil mi? Ve hepimiz kendi hayatımızın kendi çapımızda birer lideri değil miyiz…”

Uyum içinde işleyen parçaların oluşturduğu bir mekanizma, bir bütün olarak onu oluşturan parçaların ayrı ayrı sağlayamayacağı çok önemli faydalar sunabilmektedir. Buna o kadar çok örnek bulabiliriz ki mesela doğada, biyolojide, mekanikte, mühendislikte, hatta mutfak sanatlarında ya da sosyal yaşamın birçok alanında… Aynı şekilde bireyler arasında uzlaşmayı ve uyumu sağlayabilen insan toplumları çok daha yaşanır ve müreffeh bir hayat sunuyor mensuplarına. İşte bu yüzden biz de toplum olarak bu yönde büyük çaba sarf etmeliyiz.

Herşey böyle bir istekle, irade ile başlıyor ama böylesine ulvi bir hedef sadece isteyerek olmuyor. Bu kararlılığı belli teknikler ve metotlarla desteklemek, donatmak gerekiyor. Böyle bir hedefe ulaşmak için bazı uygulamaları ve teknikleri en etkin şekilde öğrenmek, geliştirmek, standartlarını belirleyip en yaygın şekilde günlük hayatın her aşamasına sokmak durumundayız. Neyseki örnek alabileceğimiz toplumlar var, bu süreçlerden geçen ilk toplum biz değiliz.

Bu bağlamda hem en etkin öğrenme metotlarından birisi olan, hem de toplumsal uzlaşı için gerekli diyaloğu bireyler arasında temin etmek için muhteşem bir araç olan mentorluk üzerine eğilmemiz gerektiğine inanıyorum.

Mentor kelimesinin kökeni bundan yaklaşık olarak 2.700 yıl önce yazılmış olan Odysseia destanına kadar uzanıyor. Yani bu topraklardan çıkan bir kavram. Mentor, Kral Odisseas’ın Truva Savaşı’na katılmak amacıyla saraydan ayrılmasının ardından İthaki Krallığı’nı idare etmek için geride kalan kral vekili kişi olarak karşımıza çıkıyor. Temel rollerinden birisi Kral Odisseas’ın oğlu Telemakhos’un gelişiminden sorumlu olmaktır. Ancak Odisseas geri döndüğünde Krallığı büyük karışıklık içerisinde bulur. Gerçek mentor, kılık değiştirerek kralın oğu Telemakhos’a babasını aramak için eşlik eden Tanrıça Athena olmuştur. Athena aynı zamanda Kral Odisseas’a da tehlikeli serüveninde rehberlik etmiştir.

Yunan tanrıları içerisinde önemli bir yeri olan Athena, değişik rollerde tezahür etmiştir. Bunların arasında Bilgelik Tanrıçası rolü en önemli olanıdır. Anlatılara göre, Athena üstün bilgeliğini kullanarak Kral Odisseas ve oğlu Telemakhos’un kendi bilgeliklerini geliştirmelerini sağlamıştır. Onların hata yapmalarına izin verip ve bunların üzerinde düşünmelerine yardımcı olup, hatalarından öğrenmelerini sağlamıştır. Aynı zamanda, çok gerekli olduğunda, onlar için koruyucu bir rol üstlenmiş – örneğin kendi pelerin veya kalkanını kullanarak Kral Odisseas’ı korumuştur.

Mentorluk, Orta Çağ’da çıraklık eğitiminin bir parçasıydı. Ülkemizde ise Ahilik sisteminin içinde o devre uygun bir sistematik ile yer almaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde ise şehzadelerin ileride alacakları görevlere hazırlanırken faydalandıkları “lalalık” müessesi de bir bağlamda mentorluk süreci olarak görülebilir.

Modern anlamda iş dünyasında Mentorluk programları ise 1980’lerden itibaren öncelikli olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıktı. Bu tarihten itibaren Mentorluk ilişkileri resmi olmayan şekillerde kuruluyordu, örneğin bir meslekte veya kuruluşta üst düzeyde bulunan bir kişinin kendisinden daha genç olan birisinde “özel bir yetenek” keşfettiğinde onu kendi himayesine alması şeklinde. Bu şekilde kurulan ilişkiler faydalı olduğu kadar, etnik çeşitlilik ve cinsiyet çeşitliliği konularında kötü işliyordu (mentorlar kendilerine benzeyen kişileri tercih ediyorlardı). Sistematik mentorluk uygulamaları ise mentorluğun daha geniş bir kesimin hizmetine sunulmasını sağladı.

Bugün mentorluk dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde yaygın olarak kullanılıyor. Hayatınızın her aşamasında mentor olabilir veya mentorluk hizmetinden faydalanabilirsiniz. Ancak, mentorun rolü size neyi nasıl yapacağınızı söylemek değil, kendi durumunuzu ve size uygun fırsatları daha iyi kavramanızı sağlamak ve böylece kendi tercihlerinizi yapmanızı desteklemek olacaktır.

Toplumsal hayatının değişen niteliklerine bağlı olarak bireyin hem özel hayat, hem iş hayatı, hem de diğer ilgi alanlarında oluşturacağı kariyer sürecinde bir yandan özgürlük alanı genişlerken diğer yandan, bu kadar değişen ve farklılaşan bir ortamda kendi yolunu çizebilmesi için bir desteğe ihtiyacı da artmaktadır. Bu bağlamda; son yirmi yıldır giderek artan bir oranda mentorluk uygulamaları toplumsal hayatın bütün alanlarında büyük önem kazanmıştır.

Gelişmiş toplumlarda yaygın olarak uygulanan modern mentorluk süreçlerinde mentorun rolleri arasında belirgin bir biçimde kolaylaştırıcı kişi, danışman, rehber ve koçluk fonksiyonları öne çıkmaktadır. Bu süreçte mentinin işine yarayacak tecrübelere sahip olan mentor ve kendi gelişiminden sorumlu bulunan menti, birlikte bir öğrenme işbirliği geliştirirler. Yani mentor bilgeliğini mentinin kendi bilgeliğinin gelişimi için kullanır. Mentor mentiye peşinen nihai, “doğru” çözüm sunmaz, bunun yerine ilham verici tecrübeler ve fikirlerle düşünmesini sağlar. Bu şekilde menti, mentoruyla birlikte kendisi için yeni çözümler geliştirebilir ve bulduğu çözümlerin etkinliğini mentoru ile tartışabilir –ki böylece, mentor ve menti, düşünme ve öğrenmede yeni bir aşamaya geçmiş olurlar.

Mentorluk ilişkisinin iki tarafı da kendi öğrenimlerinden ve öğrenimleri için eylemde bulunmadan sorumludurlar. Yine iki taraf, öğrenme için en iyi ortamı oluşturmak sorumluluğuyla bütün bilgi, yetenek ve tecrübelerini dürüst ve açık bir şekilde masaya yatırmaktadırlar. İyi ve güven veren bir mentorluk ilişkisi oluşturmak, mentor ve mentinin gerçekten fark yaratan konularla ilgilenebilmesi için hayati önem taşır.

İşte bu şekilde ele alınınca mentorluk uygulamaları toplumun hayatın normal akışı içinde birbiri ile diyalog kurmayacak kesimlerden gelen bireylerin aynı zeminde buluşması ve ortak bir gelişim yolculuğunda birbirlerine eşlik etmeleri anlamına da geliyor. Yani toplumsal uzlaşı için şart olan güvene dayalı sağlıklı bir diyalogun oluşumunda ve bu etkileşim içinde bütün taraflarının birbirlerini çok daha iyi anlamalarında etkin bir yöntem olarak öne çıkıyor mentorluk.

Ülkemizden iyi uygulamalara örnek vermek gerekirse Yönderlik ve Koçluk Derneği (European Mentoring and Coaching Council – EMCC Türkiye) tarafından standartları belirlenmiş ve destek gören bazı projeleri sıralayabiliriz: Sivil toplum alanında Amerikan Şirketler Derneği (AmCham) tarafından yürütülen Women Leadership Network mentoring programı, Turkish WIN mentorluk programı, YenidenBİZ mentorluk programı, Esas Sosyal tarafından yürütülen “İLK FIRSAT” projesi, Işık Üniversitesi öğrencilerine dönük FID Işık Okulları Mezunlar Derneği tarafından hayata geçirilen “Ment to be” mentorluk projesi, Genç Başarı Vakfı mentorluk projesi… İş dünyasına dönük olarak ise Yönetim Kurullarında Kadın mentorluk projesi, KAGİDER’in çalışmaları, TUSİAD liderliğinde hayata geçen BORGİP projesi, TUBİTAK öncülüğünde KOBİ’lerimize dönük sunulan KOBİ mentorluğu sistematiği ve birçok startup firmalara dönük mentorluk programlarını sayabiliriz. Kurumsal hayatta ise önde gelen birçok firmanın kendi bünyelerinde mentorluk projeleri yürüttüklerine tanık oluyoruz. Bunlar içinde EMCC tarafından onaylanan ilk projeyi hayata geçiren İPEKYOL’u beynelmilel standartların uygulanmasının teşvik edilmesi bağlamında burada belirtebiliriz.

Peki somut olarak ne bekliyoruz yaygınlaşmış mentorluk uygulamalarından? Mentor.org’un yaptığı araştırmalarda eğitim çağında mentorluk desteği alan öğrencilerin almayanlara göre yüzde ellibeş daha yüksek bir ihtimalle üniversiteye devam ettiği, yüzde elli oranında daha az devamsızlık yaptıkları ve neredeyse iki kat daha yüksek oranda okul sonrasında liderlik pozisyonlarına geldiklerini ifade ediyor. Günlük hayata baktığımızda ise yüzde kırk altı oranında daha az bir ihtimalle uyuşturucu kullandıkları, alkol kullanımının da yüzde yirmi yedi daha az olduğu tespit ediliyor. Sağlık alanında mesela tıp eğitiminde Journal of General Internal Medicine yayın organı mentorluk uygulamalarının yüzde doksan üç oranında olumlu sonuçlar verdiği, sistematik bir mentorluk ilişkisi içinde olan doktorların kariyerlerinde bir kat daha başarılı oldukları rapor ediliyor. Literatürde mentorluk süreçlerinin sağladığı faydalar üzerine çok kapsamlı çalışmalar ve somut veriler bulabiliyoruz.

MENTORLUK ve LİDERLİK

“Ustadan çırağa, çıraktan daha iyi yarınlara” ya da “birlik ve bir olma sanatı” diye lanse edebileceğimiz mentorluk süreçlerini değişen dünya düzeninde, yeni teknolojiler ve sosyal oluşumlar ışığında kişinin kendi gelişim yolculuğunda yalnız olmamasını sağlayan ve bu bağlamda da toplumsal empatiyi arttıran uygulamalar olarak yaşamın her alanında uygulandığını görmeyi temenni ediyoruz. Yarınları bugün yaptıklarımızın inşa ettiği bilinci ile enerjimizin önemli bir kısmını önemli ama acil olmayan konulara ayırmamız ve bu sayede daha acil bir tehdit olmadan sorunlara önceden önlem alabilmemiz, ileride oluşacak fırsatları da önceden yapılan hazırlıklarla bizler için iyi bir imkana dönüştürebilmemiz lazım. Zaten liderlik bir anlamda da bu değil mi? Ve hepimiz kendi hayatımızın kendi çapımızda birer lideri değil miyiz…

Bu yazı yorumlara kapalı, ama trackback'ler ve pingback'ler açık.