"Enter"a basıp içeriğe geçin

Tavsiye vermemeyi bilmek…

Tavsiye vermek ya da vermemekMentorlukta tavsiye vermek yok diyoruz. Peki ne yapacağız?

Hatta başlığı biraz daha açayım: Tavsiyelerin ne kadar işe yaradığını düşünüyorsunuz? Gün içinde kim bilir kaç kişiden, kaç kaynaktan sürekli tavsiye bombardımanına uğruyorsunuzdur. Bu tavsiyelerin kaçını hayata geçiriyorsunuz? Ve bunların kaçı gerçekten işinize yarıyor? Bu konuda yapılan birçok çalışma ve çoğumuzun kişisel deneyimi gösteriyor ki tavsiye vermekle çözüm pek bulunmuyor, hatta tam tersine konular çok daha karmaşık bir hal alıyor…

Bu konuyu ele alan ve iki bölümden oluşan yazıyı aşağıda bulabilirsiniz:

“Tavsiye vermeyelim” diyoruz, peki neden?

Diyelim bir tavsiye verdiniz ve tam arzu edilen sonuç alındı. Ne oldu? Sorun çözüldü, başarı mentora yazıldı, menti ne öğrendi, nasıl gelişti? Ya da tam tersi, tavsiye verildi ve sonuç felaket. Ne oldu? Sorun çözülmedi, hatta başka sorunların doğmasına vesile olundu ve suç mentora atıldı. Peki menti ne kazandı, ne öğrendi, nasıl gelişti?

Mentorlukta mentinin sorumluluğu alması, mentor ile yaşadığı deneyimden ilham alarak gelişmesi elzemdir. Yani mentor ortalıktan kaybolduktan sonra bile menti yaşadığı mentorluk sürecinin faydalarını yaşamaya devam etmelidir. Ve hep deriz ki mühim olan konuyu (aman dikkat bakın sorun demiyoruz, “konu”) çözmek değil, mentiyi çözmek değil, asıl olan mentinin getirdiği konu neyse o konu ile olan münasebetinde farkındalık kazanması, yeni perspektifler edinmesi, mentorun aktaracağı deneyimlerden ilham alması ve bu şekilde bir gelişimsel, hatta dönüşümsel süreç yaşamasıdır.

Peki hal böye olunca bir mentor mentiye faydalı olacağına inandığı fikirleri, mentinin ne yapması veya bir konuya nasıl yaklaşması gerektiği hakkında tavsiye paylaşması nasıl olmalıdır? Doğru yeri, zamanı ve yöntemi nedir?

Mentinin önemli olan noktalara yoğunlaşması (mentorun perspektifinden olsa bile), kendi başına yapabileceklerinden daha hızlı olması ve mentorun tecrübelerinden daha etkin bir şekilde faydalanması sağlanabilir. Ancak yukarıda belirttiğimiz üzere tavsiye paylaşmanın önemli bir dizi dezavantajı da bulunur. Kişinin kendi başına uğraşıp, kendi çözümlerini geliştirmesi:

  • Bu çözümleri benimsemeye daha istekli olmasını ve
  • Sonuçlar üzerinde daha çok sorumluluk hissetmesini sağlar.

 

Balık yedirmektense veya balık tutmayı öğretmektense asıl mentorlukta diyalog mentinin balık ile ve balık tutmak ile ilgili düşünce kalıpları, ön yargıları, tutumu, tercihleri gibi birçok alanda farkındalığını arttırması, bu konuda onu motive eden ve engelleyenleri fark etmesi, sonra da ihtiyaç duyacağı kaynakları belirleyip onlara nasıl ulaşacağını planlayıp içselleştirerek hayatına sokmasıdır. Bu yaklaşımı akılda tutularak, mentorlukte tavsiye vermeyi asgari düzeye indirmek daha etkili olacaktır. Bu bağlamda tavsiye vermeden önce tavsiye verilen konu hakkında mentinin farkındalığının arttırılması büyük önem arz etmektedir.

Bu bağlamda tekniksel olarak neler yapılabileceğini aşağıda yer alan ikinci bölümde bulabilirsiniz.

Tam metin için: https://rizakadilaracademy.com/mentorluk-ve-tavsiye/

 

 

 

Mentorlukta tavsiye vermek yok diyoruz. Ama bunu derken neyi kastediyoruz?

Yukarıda yer alan birinci bölümde bunun nedenlerini açıklamıştık. Şimdi burada teknik olarak neler mümkün onlara değinmek istiyoruz (*):

Mentorluk hakkında önce klasik bir metafor kullanarak bir netleştirme yapalım. Balık yedirmektense veya balık tutmayı öğretmektense mentorlukta asıl amacımız mentinin balık ve balık tutmak ile ilgili düşünce kalıpları, ön yargıları, tutumu, tercihleri gibi birçok alanda farkındalığını arttırması, bu konuda onu motive eden ve engelleyenleri fark etmesi, sonra da ihtiyaç duyacağı kaynakları belirleyip onlara nasıl ulaşacağını planlayıp içselleştirerek hayatına sokmasıdır. Bu bağlamda tavsiye aşmasına gelmeden önce tavsiye paylaşılan konu hakkında mentinin farkındalığının arttırılması büyük önem arz etmektedir. Yani gelişimsel mentorlukte tavsiye vermeyi asgari düzeye indirmek daha etkili olacaktır.

 

Peki bu bağlamda tavsiye paylaşmak nereye oturuyor ve neler mümkün?

 

En sonda diyeceğimizi baştan söyleyelim: Amaç mentinin kendi çözümlerini bulup o yönde daha sorumluluk sahibi bir yaklaşım ile inandıklarını hayata geçirmesi ise, mentorun yapabileceği en doğru müdahale, paylaşmak istediği tavsiyeyi sunup, cümlenin sonuna nokta koymak yerine bir virgül koyup, “desem ne dersin?” kalıbı ile cümlesini bitirmesi ve sessizliğe imkan tanımasıdır.

Amaç mentinin bir alan kazanıp, paylaşılan tavsiyeyi etraflıca değerlendirmesi, yarattığı farkındalığın ne açıdan faydalı olabileceğini incelemesi ve bu “reflection” ya da derin düşünme dediğimiz süreç sonunda nereye varıyorsa, bu deneyimden neyle çıkıyorsa onu mümkün kılmak olmalıdır.

 

Bu yaklaşıma hizmet edecek başka müdahale çeşitleri ne olabilir?

 

Rehberlik, nispeten daha az tecrübeli olan bir mentorun ancak bazı durumlarda güvenle kullanabileceği bir yöntemdir. Rehberlikte:

  • Kendi tecrübe ve bilginize dayanarak soracağınız sorular mentinin de sizinle benzer bir muhakeme yapabilmesini sağlar;
  • Menti izin vermedikçe çözüm önerisinde bulunulamaz – öncelikle mentinin buna ihtiyaç duyup duymadığı sorulur.

 

Rehberliğin taşıdığı risk, belirli bir mentorde işe yarayan bir çözümün, başka bir mentor için geçersiz olmasıdır. Mentorun kendisine, “Sahip olduğum tecrübe ve fikirler bu durumla ne kadar alakalı?” diye sorması faydalı olacaktır. Eğer bu konuda bir şüphe oluşuyorsa, yönlendirmesiz olan ve soru sormakla yetinilen bir tarza geri dönmek gerekir.

 

Ne zaman tavsiye vermek uygun olur?

 

Bu konuda aşağıdaki faktörler belirleyici olacaktır:

  1. Durum nedir?

Öyle durumlar vardır ki, anlık, yönlendiren tavsiyeler vermek önemli olabilir. Örneğin, menti tehlikeli bir hata yapmak üzereyse, mentor mentinin öngöremediği sonuçlar hakkında onu uyarabilir. Ancak, işine bağlı bir mentor ilk fırsatta konuyu tekrar açmayı, gözden geçirmeyi ve mentinin bundan kalıcı dersler çıkarmasını sağlar.

 

Altını çizmeliyiz ki bizim bu paylaşımlarımız gelişimsel mentorluk için geçerli. Öte yandan sponsorluk mentorluğü, tavsiye verme ve rehberlik etmeye ağırlık verir; gelişimsel mentorluk bunları asgari düzeyde kullanır. Gelişimsel mentorlukte, mentor belirli bir durum ile ilgili tavsiye verme veya rehberlik etmeye karar vermeden önce, kendisinin ve mentinin ilgili durumu kendi bağlamında tam olarak kavradıklarından emin olmak ister. Çoğu durumda, mentorun tavsiye vermesine gerek kalmadan, diyalog ve derinlikli düşünme sürecinin içinde çözümler menti için belirgin hale gelir. Eğer hala ihtiyaç duyuluyorsa, mentor nihayet rehberlik etmeye ve eğer gerek duyuyorsa son çare olarak tavsiye vermeye başvurabilir.

 

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Mentinin devamlı olarak mentorun veya Mentorluk oturumunun zaman dilimi içerisinde çözümler geliştirmesini beklememek gerekir. Problem hakkında yeterli kavrayışa sahip olduğu sürece mentiyi problem üzerinde bir süre (birkaç saat, gün veya hafta) derinlikli düşünmeye teşvik edebilirsiniz; menti problem üzerine yeterince zaman harcadıktan sonra konuyu yeniden ele alabilirsiniz.

 

  1. Mentor nasıl yardımcı olabilir?

Bu konu ile alakalı sorular:

  • Tavsiye vermek veya rehberlik etmek mentiye şu andaki durumda nasıl yardımcı olabilir? Gelecekte bu durumla karşılaştıklarında nasıl yardımcı olabilir?
  • Verebileceğiniz yararlı tepkilerin kapsamı ne olacak? (Verebileceğiniz tepkiler arasında tavsiye paylaşma, rehberlik etme, sorgulama, yalnızca dinleme, meydan okuma, vs. bulunur)
  • Tavsiye paylaşmakta veya rehberlik etmedeki motivasyonunuz nedir? Kendinizi daha iyi göstermek ya da fikirlerinizi ifade ederek iç baskılanmanızdan kurtulma çabası mı?
  • Eğer mentinin yerinde siz olsaydınız, aynı durumda ne tür bir müdahaleye daha çok değer verirdiniz?

 

Mentorun, mentiye tepkisini vermeden (müdahale etmeden) önce yukarıdaki sorulardan en az bir kaçı üzerinde düşünmek için yeteri kadar bir duraksama göstermesi gereklidir. Böylece diyaloğun akışı biraz yavaşlamış olacak (bu sırada menti derinlikli düşünmek için fırsat bulur) ve mentor de mentinin ihtiyaçlarına uygun biçimde tepki vermek için kendinden emin hale gelecektir.

 

  1. Konu kime ait?

Bir konu ne ölçüde mentiye aitse, mentinin bununla ilgili kendi tavsiyelerini geliştirmesi ve uygulaması o derece önem kazanır.

Tavsiye paylaşma koşulları

Aşağıdaki kontrol listesi Jenny Roger’in “Koçluk Yetenekleri” el kitapçığından alıntıdır:

  • Mentinin sorduğu sorunun doğru/yanlış şeklinde net bir cevabı varsa – örneğin, yasal, tıbbi veya mali durum hakkında;
  • Bir kriz durumu var ve acil eylem gerekliyse;
  • Tavsiye alamadığında mentinin fiziksel, mali veya zihinsel durumu tehlikeye girecekse;
  • Menti kendi kararlarını verebilecek bir durumda değilse;
  • Fikrinizi değil, yalnızca bulguları paylaşacaksanız;
  • Menti, bilgi almak için özellikle bir talepte bulunmuş ve bu bilgileri nasıl kullanacağına kendi karar verecekse;
  • Mentiyi, konuyu başka uzmanlarla paylaşmaya ikna edebilirsiniz;
  • Konu oldukça şaşırtıcıysa ve menti bunun için bir uzmanın rehberliğine ihtiyaç duyuyorsa;
  • Tavsiye vermek bir bağımlılık ilişkisi doğurmuyor veya mentiyi yersiz bir iyimserliğe sürüklemiyorsa;
  • Motivasyonunuz aşağıdakilerden birisi değilse;
  • Etkileme ve gösteriş yapma çabası
  • Kontrol etme

 

Tavsiye vermenin temel kuralları

  • Mentinin tavsiye olarak öncelikle kendi içinden gelen sese kulak vermesine öncelik verin;
  • Eğer gerçekten tavsiyelerinize ve değerlendirmelerinize ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorsanız, tavsiye vermeden önce mentinin iznini isteyin;
  • Neden tavsiye vermek istediğinizi düşünün. Buradaki motivasyonunuz mentiye yardım etmek mi, yoksa cevabı bildiğinize inanmanız mı?
  • Tavsiye verdiğiniz konuda açık ve net olun. Spesifik ve genel olan yönleri ayrıştırın;
  • Tavsiye verirken kendinizi dinlemeyi de deneyin;
  • Kısa ve özlü olmaya dikkat edin;
  • Verdiğiniz tavsiyenin daha derinlikli bir diyaloğun önünü açacağından emin olun;
  • Tasiye verdikten sonra, mentinin bunu kendi değerlendirmeleriyle ve eylemleriyle nasıl harmanlayacağını düşünmesine yardım edin.

 

Tavsiye vermenin yapılandırılması

  • Neden tavsiye verdiğinizi açıklayın;
  • Verdiğiniz tavsiyenin kaynağını açıklayın (örneğin, kişisel tecrübe, gözlem, içgüdüsel tepki, üçüncü taraflara ait bilgi, araştırma, vs.);
  • Tavsiyenizi kısa ve özlü bir biçimde verin;
  • Beklentinize uygun olarak anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol edin;
  • Mentinin tavsiyeyi alakalı ve faydalı bulup bulmadığını kontrol edin;
  • Mentinin aldığı tavsiyeyi kendi özgünlüğüne dayanarak nasıl değiştirdiğini gözlemleyin.

Yazının bu ikinci kısmının tam metni: https://mentorluk.net/mentorluk-ve-tavsiye/

Ve bir de soru ile bitirelim:

Tavsiye vermede aceleci olmadığınızdan emin olmak için nasıl tedbirler alabilirsiniz?

 

 

 

(*) Bu makalede D Clutterbuck’ın bu konu hakkında çalışmalarından esinlenilmiştir.