Mayıs 2012 / Çin’in Türkiye’nin de değerlendirebileceği turist potansiyeli nedir?
– Oldukça büyük bir potansiyelden bahsediyoruz. UNWTO tarafından yapılan çalışmalara göre Çin’in 2020 yılında 100 milyon turist ile dünyada en büyük 4. turist üretme kapasitesine sahip ülke olacağı, bu bağlamda yurt dışına çıkan Çinli sayısının 1 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Günümüzde bile geçtiğimiz yıl yapılan bir açıklamada Paris’te en çok para harcayan yabancı turist grubunun Çinliler olduğu, uzun zamandan beri Japonların elinde bulunan bu unvanın da böylece Çin’e geçtiği ifade edilmişti. Aynı şekilde Çin günümüzde dünyada en çok turist kabul eden üçüncü ülke olmuş durumda. 77 milyon turist ile Fransa’nın lider olduğu listede ABD 60 milyon turist ile ikinci sırada yer alırken, Çin kabul ettiği 56 milyon turist ile 52 milyonda kalan İspanya’yı da geçmiş durumda. Yani her iki açıdan da Çin artık global turizmde liderler arasında yerini almış bir oyuncu konumunda.
Türkiye’nin Çin’den gelen turist sayısının artması için neler yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?
– Bu alanda en kritik iki konu olarak vize ve hava taşımacılığı öne çıkıyor. Rakamlar bu kadar büyük olunca her iki devletin ilgili kurumlarının bu konuda işlemleri kolaylaştırıcı bir çözüm bulmaları gerekiyor. Bir diğer konu ise hava köprüsü. Günümüzde Çin’den Fransa’ya haftada 63, İngiltere’ye 61, Almanya’ya ise 56 direkt uçuş bulunuyor. Ülkemize direkt uçuş sayısı ise bu rakamların çok altında. Bu bağlamda her iki ülke otoritelerinin söz konusu önemli hususlara çözüm bulması gerekiyor.
Altyapı hazır edildikten sonra ülkemizin Çinli turist için bir cazibe merkezi haline getirilmesi gerekiyor. Bilinen bir gerçek Çinli turistin deniz, kum, güneş odaklı bir tatil anlayışının bulunmadığı ve daha çok aktivite odaklı bir seyahat tercihine sahip olduğu. Bu bağlamda sadece otel odası satmak yeterli olmayacak, hem tarih, hem kültür hem de modern Türkiye’nin sunduğu aktiviteler ve tur programlarının ön plana çıkarılması gerekecektir. Buna paralel olarak ülkemizin önümüzdeki yıllarda ev sahipliği yapacağı önemli spor müsabakalarının çok iyi değerlendirilmesi gerektiği de aşikar.
Bir diğer husus ise Çin’in çok büyük olmasının yanı sıra yurt dışı turizmin günümüzde özellikle Pekin, Şangay, Guangzhou, Shenzhen ve Hangzhou başta olmak üzere sadece 13 şehir odaklı olduğu ve bu rakamın 2020’ye kadar belki 20-30 mertebesine çıkacağı gerçeği. Bu tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirirken de sanırım şu önceliklere dikkat edilmesi faydalı olacaktır:
– Türkiye’nin diğer 140 ülke ile beraber aynı piyasaya talip olduğu gerçeği ile ülkemizin farklılaştığı alanların belirlenmesi
– Ülkemizde de bütün turizm merkezlerinin yanı sıra Çinli turistlerin tercih edebileceği bir takım coğrafyaların belirlenmesi
– Çin’i tanıyan bir insan kaynağının yetiştirilmesi ve bu amaçla belki özellikli pozisyonlara yurtdışında yönetici ithal edilmesi
– Tüm bunların kamu-özel sektör yakın ilişkisi ile ancak gerçekleştirebileceği gerçeğinin unutulmaması
Otellerimizde Çin’li turistin taleplerine göre ne tür düzenleme yapılmalı?
– Her şey baştan tasarlanmalı. Maalesef ülkemizde Çin’i tanıyan ve bilen insan sayısı çok ama çok az. Özellikle turizm sektöründe Çin dili konuşan kalifiye eleman bulmak neredeyse imkansız. Bu bağlamda hem dil hem de meslek bilgisi olan profesyonellerin yetiştirilmesi ve otellerimizin Çinli turistlerin tercih edeceği şekilde yaşam ve tatil imkanı sunar hale getirilmesi gerekiyor. Bu konuda özellikle Avustralya gibi günümüzde Çin turizminden yılda yaklaşık 4 milyar dolar kazanan ülkelerin tecrübelerinden faydalanılması, hatta bu konuya önem veren tesislerin yöneticileri ülkemize transfer edilmeleri son derece faydalı olacaktır. Bu bilgi açığını gidermek için ÇİTAM olarak 2013 yılı programımızda Çin – Türk turizminde bilinmesi gerekenler üzerine bir seri çalıştay, konferans ve araştırma projesi düzenlemeyi planlıyoruz.
Konu ile ilgili eklemek istediğiniz başka detaylar varsa bunları da paylaşırsanız memnun oluruz.
– Çin Türkiye ilişkilerine yalnızca turizm açısından bakmamak gerekiyor. Örneğin İspanya konuyu gayrimenkul satışı boyutunda da ele alıyor. Ayağı İspanya’ya alışan, İspanya’da iyi zaman geçiren Çinli turistlere yazlık ev satmak için çok kapsamlı bir atağa kalmış durumdalar. Benzer bir şekilde ülkemize gelecek her Çinli turist bir fahri büyükelçi gibi ülkesine geri döneceği için kronikleşmiş dış ticaret açığımızın kapatılmasına da katkıda bulunacaktır. Zira ülkemizi ziyaret eden Çinli sayısının artması bu ülkeye, özellikle de satın alma gücü hızla artan Çin orta sınıfına birçok ürün satma imkanını da beraberinde getiriyor. Bu bağlamda sadece inbound olarak ülkemize gelecek turistlerin yanı sıra özellikle iş amaçlı ve kültürel turizm ilgisi ile bu ülkeye giden Türk yolcu ve turist sayısında da çok büyük bir artış beklemek yanlış olmayacaktır.
Bu yazı yorumlara kapalı, ama trackback'ler ve pingback'ler açık.