"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Tam olarak nedir sürdürmek istediğimiz?

Sürdürülebilirlik Tam olarak nedir sürdürmek istediğimiz?

(Bloomberg Businessweek Türkiye Haziran sayısında yayınlanan yazımın tam metnine aşağıda ulaşabilirsiniz:)

 

Sürdürülebilirlik ile ilgili en önemli çelişkiyi bu soru ifade ediyor. Biraz derine inince aslında sürdürmek istediğimizin mevcut yaşam koşullarımız, bize tanıdık gelen doğal yaşam ortamı, bitki örtüsü, canlı topluluğu ve iklim sistemleri olduğunu itiraf edebiliriz. Oysaki yerkürenin döngülerine bakarsak bunların şekillenmesinde insanoğlunun etkisi belki de çok ama çok az olmuş. Dünyamızın değişen koşullarına binlerce yıldır hep adapte olmuş insanoğlu şimdi kendi eli ile yaşam alanlarını yok ettiğini ve mevcut yaşam tarzı ile sadece bir dünyanın yeterli olmayacağını fark ediyor ve sürdürülebilirlik kavramı yarım asrı aşan bir süredir yarattığımız ekolojik felaketlerle beraber büyüyor. Korkarım konuyu ele aldığımız paradigmalarımız değişmediği sürece daha da büyüyecek.

 

Sorun nerde? “Eco” merkezli bir yaklaşım geliştirmek yerine sürekli “ego” merkezli söylemler geliştiriyoruz. Sürdürmek istediğimiz bizim bildiğimiz, tercih ettiğimiz yaşam koşulları olsun diye direttiğimiz sürece çözümü imkansız bir problem yaratıyoruz.

Yorumlar kapalı

Son çıkış kaçmak üzere…

“Son çıkış” kaçmak üzere…

Bu hafta Bloomberg Businessweek’te yayınlanan yazımın tam metnini buradan da paylaşmak isterim:

 

İyi bir gelecek inşa etmek hala elimizde ama biraz daha zaman kaybedersek yakında çok geç olacak. Hem de yaşamın her alanında… Bu yazının amacı kimseyi korkutmak değil ama günümüz gerçeklerini içselleştiren çözümler için bugün harekete geçmezsek yarın korkmak için bile geç kalacağız. Güncel iki önemli konuya dikkat çekmek istiyorum: bütüncül su yönetimi ve hibrit çalışma çözümleri ile verimli ve ahenkli bir yaşam.

 

2020’ye girerken bu sayfalarda yer alan yazımda “doğru seçimleri yapanları parlak bir gelecek bekliyor” demiştim. Hemen arkasından hayatımıza giren pandemi dönemindeki yazımda da “on yıllık değişim on haftada oldu” diye iddia etmiştim. Şimdi artık net bir şekilde ifade etmem gerekiyor ki Yahya Kemal’in sözleri ile “dönülmez akşamın ufkuna” çok yaklaştık. Ama bu ufuk aslında beraberinde birçok fırsat ve çözümleri de içeriyor. Yeter ki daha geç olmadan artık yeni paradigmaları kabullenip yeni pencerelerden konulara bakabilelim.

Yorumlar kapalı

Kapsayıcı (inclusive) deneyimler…

Kapsayıcı deneyimlere odaklanalım, binalara veya nesnelere değil…

Binalara, elle tutulan somut cisim ve altyapı projelerine değil, onların nasıl bir işletim yöntemi ile kullanacağımıza, verimliliği ve kullanıcı deneyimini nasıl arttırabileceğimizi ön plana çıkarmak zorundayız. Giderek her geçen günümüzün dünümüzü aratmamasını istiyorsak bu bir tercih değil, gerçekten bir zorunluluk. Umarım bunu çok geç kalmadan anlarız.

Keyifli okumalar diliyorum…

https://www.linkedin.com/pulse/focus-inclusive-experiences-dr-riza-kadilar/

2 Yorum

Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinin neresindeyiz?

Image: www.energy-green.net

Temmuz 2012 / Düşük karbon ekonomisi bir bakıma 21. yüzyılın kalkınma modeli olarak görülebilir. İnovasyon ile birleşen teknolojiyi üretmek bu modelin temelinde yer alıyor. Bu konuda liderlik eden ve bu süreci iyi yöneten uluslar ve kurumların, bu değişimden çok daha güçlü çıkacaklarını söyleyebiliriz. Tabii bu süreç bir yandan rekabette hem ciddi bir avantaj hem de tehdit yaratırken bir yandan da bireylerin düşünce kalıplarını önemli ölçüde etkiliyor. Bu bağlamda medeniyet ve gelişmişlik parametreleri arasında, yaşam tarzımızın karbon yoğunluğunu hangi ölçüde azalttığımız gibi bir kavram da yer almaya başlamış durumda.

Yorumlar kapalı

Yeşil girişimcilik / Girişimci Kadın Dergisi

Image: www.kobidestek.org

Aralık 2011 / Sizin hakkınızda bilgi alabilir miyiz? Eğitim durumunuz, iş deneyimleriniz?

– Ortaokulu Ankara Tevfik Fikret Lisesi’nde okuduktan sonra Ankara Fen Lisesi’ni bitirdim. Üniversite eğitimimi ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladıktan sonra Stanford University’de ekonomi dalında yüksek lisans, arkasından da Fransa’nın en önde gelen okullarından HEC’de MBA yaptım.

Yorumlar kapalı

Yeşil yakalılar

Image: www.virid.us

Aralık-2011 / Yeşil yakalı çalışan öncülüğünü dünyada hangi şirketler ne zaman yaptı? Yeşil yakalı pozisyonlar ilk ne zaman başladı? Kimlere yeşil yakalı diyoruz? Yeşil yakalı çalışanların özellikleri neler?

– Küresel iklim değişikliği tartışmaları sonucunda dünyanın çevre dostu düşük karbonlu bir hayat tarzına geçmesi ve bununla birlikte enerji verimliliğine ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen önemin artması önce enerji sektöründe, sonra ise ilgili bütün diğer alanlarda yepyeni bakış açılarını ve öncelikleri beraberinde getirdi. Bu bağlamda özellikle enerji sektöründe “yeşil yakalılar” olarak isimlendirdiğimiz bir profil ön plana çıktı.

63 Yorum

Karbon piyasaları Türkiye’ye ne gibi fırsatlar sunuyor?

Image: www.tni.org

Haziran-2011 / Bu sorunun yanıtını vermek ülkemizde geniş kitlelerin öncelikleri arasında ne yazık ki hala yer alamıyor. Bunun sebebi maalesef bu alandaki küresel gelişmelerin bugüne kadar dışında kalmış olmamız olabilir. Ancak dünyamız küresel iklim değişiminin etkilerinin, sonuçlarının ve maliyetinin tanımlandığı köklü bir değişim yaşarken, bu sürece bağlı olarak ekonomileri, politikaları, teknolojileri ve hatta bireyin yaşam tarzını yeniden belirleyen bir değişken giriyor hayatımıza; karbon salınımı.

Yorumlar kapalı

Türkiye için karbon stratejisi önerileri

Image: www.iopblog.org

Mart-2010 / Bir çoğumuz karbon ve diğer sera gazlarının önemini iklim değişikliğine katkıları ile keşfettik. Bu boyutu ile sürdürebilir kalkınma tartışmalarında gündemimize zaman zaman girip çıktı bu gazlar… Ancak bunca zamandır maalesef gözden kaçırdığımız çok önemli ekonomik bir boyutu oluştu karbon ve karbon muadili olarak ifade edilen diğer sera gazlarının: Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Antlaşması (UNFCCC) kapsamında özellikle de Kyoto zirvesinden beri karbon artık yeni dünya düzeninin üzerine inşa edilmesi planlanan çok önemli bir emtia olarak karşımıza çıkıyorlar.

66 Yorum

Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinin neresindeyiz?

Image: www.impactrenewables.com

Mayıs-2011/Düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreçleri dünya genelinde bir daha geri dönülmeyecek şekilde büyük bir kararlılıkla hayata geçmeye başladı. 300 dolara yaklaşan dış ticaret hacmi, 30 milyon turisti hedefleyen turizm sektörü ve çok kapsamlı bir lojistik merkez olmaya aday ülkemizin bu küresel kararlılık arz eden sürecin karşısında veya dışında kalması düşünülemez.

Yorumlar kapalı