"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: Genel

Mentorlukta Tutum

Mentorlukta İşlevsel Tutum

Gelişimsel mentorlukta amaç ne mentiyi ne de konuyu çözmek. Ortada çözülecek bir problem yok aslında. Amacımız mentinin getirdiği konu ile olan ilişkisinde farkındalığının artması, mentorun paylaşacağı ilham veren deneyimler ve hatta network imkanları ile yeni bakış açıları ve yetkinlikler geliştirip söz konusu konu ile ilgili münasebetinde kendine olumlu gelen bir dönüşüm yaşamasına yol arkadaşlığı etmek… Cümle biraz karışık oldu değil mi… Neyse kısaca: Mentor ne mentiyi ne de getirdiği konuyu çözmekle mükellef.

Ama ister istemez hem durumsal bilgeliğin verdiği öz güven, hem hayat boyu öğrendiğimiz problem çözme refleksleri bir de  hamilik / anaçlık dürtüsü ile birleşince, hele bir de işin içine egoyu da tetikleyen faktörler girince, “açılın ben mentorüm” edası ile önüne gelen her mentiyi ve mentinin sorununu çözmeye meyilli mentorlar çıkıyor ortaya…

Peki ne yapacağız? Hem konu, hem de menti ile mesafemizi koruyacağız. Merakımızı ne mentiye ne de konuya odaklayacağız. Sürekli mentinin konu ile ilişkisine odaklayacağız ilgimizi, sorularımız, merakımızı… Sempati ve antipatiye kaymadan, empati dediğimiz yerden mentimizin yaşadıklarını anlayabildiğimizi hissettireceğiz. Asla tavsiye vermeden, problem çözmeye kalkmadan onun yanında durmayı bileceğiz… Kolay mı? Aslında kolay, çok kolay ama hayat boyu öğrendiğimiz bazı alışkanlıklarımızı unutmamız, en azından devreden çıkarıp dışarıda tutmayı bilmemiz gerekiyor.

Bir yöntem, bir tüyo deseniz? İşte geliyor… Mentorluk anlamında işlevsel tutumu desteklemek için üç  önerim var hep mentorlarla paylaştığım. Mentorun yukarıdaki tuzağa düşmeden durmasını sağlayacak üç söylemimiz var: “bana ne”, “ne halin varsa gör” ve “ne oluyor şu an burada?”… Böyle okuyunca ne garip oldu değil mi? Yok hayır garip değil, bu deyimlerin hepsini çok olumlu anlamda kullanıyoruz. Nasıl mı? Şöyle:

Yorumlar kapalı

Tam olarak nedir sürdürmek istediğimiz?

Sürdürülebilirlik Tam olarak nedir sürdürmek istediğimiz?

(Bloomberg Businessweek Türkiye Haziran sayısında yayınlanan yazımın tam metnine aşağıda ulaşabilirsiniz:)

 

Sürdürülebilirlik ile ilgili en önemli çelişkiyi bu soru ifade ediyor. Biraz derine inince aslında sürdürmek istediğimizin mevcut yaşam koşullarımız, bize tanıdık gelen doğal yaşam ortamı, bitki örtüsü, canlı topluluğu ve iklim sistemleri olduğunu itiraf edebiliriz. Oysaki yerkürenin döngülerine bakarsak bunların şekillenmesinde insanoğlunun etkisi belki de çok ama çok az olmuş. Dünyamızın değişen koşullarına binlerce yıldır hep adapte olmuş insanoğlu şimdi kendi eli ile yaşam alanlarını yok ettiğini ve mevcut yaşam tarzı ile sadece bir dünyanın yeterli olmayacağını fark ediyor ve sürdürülebilirlik kavramı yarım asrı aşan bir süredir yarattığımız ekolojik felaketlerle beraber büyüyor. Korkarım konuyu ele aldığımız paradigmalarımız değişmediği sürece daha da büyüyecek.

 

Sorun nerde? “Eco” merkezli bir yaklaşım geliştirmek yerine sürekli “ego” merkezli söylemler geliştiriyoruz. Sürdürmek istediğimiz bizim bildiğimiz, tercih ettiğimiz yaşam koşulları olsun diye direttiğimiz sürece çözümü imkansız bir problem yaratıyoruz.

Yorumlar kapalı

Liderlik Paradoksları ve Kapsayıcılık

Üstesinden gelebildiğimiz ya da  çekinip uzak kaldığımız nice çelişkiler liderlik serüvenimizin gidişatını belirler. Ve liderlik yolculuğu birbirinden farklı paradokslar ve üstesinden gelinmesi gereken çelişkili durumlarla doludur. Bireyin bu zorlu durumları nasıl ele alacağı konusunda yapacağı duygusal ve yetkilikler boyutunda içsel hazırlık liderlik gelişimi anlamında belki de en önemli kazanımları bize sunmaktadır.

Bu bağlamda tasarladığımız ve hibrit formatta sunduğumuz bu gelişim ve dönüşüm programı hakkında detaylı bilgi için ilgili web sitemizi inceleyebilirsiniz:

https://rizakadilaracademy.com/courses/liderlik-paradokslari-ve-kapsayicilik/ 

 

Kayıt için link

Yorumlar kapalı

Tavsiye vermemeyi bilmek…

Tavsiye vermek ya da vermemekMentorlukta tavsiye vermek yok diyoruz. Peki ne yapacağız?

Hatta başlığı biraz daha açayım: Tavsiyelerin ne kadar işe yaradığını düşünüyorsunuz? Gün içinde kim bilir kaç kişiden, kaç kaynaktan sürekli tavsiye bombardımanına uğruyorsunuzdur. Bu tavsiyelerin kaçını hayata geçiriyorsunuz? Ve bunların kaçı gerçekten işinize yarıyor? Bu konuda yapılan birçok çalışma ve çoğumuzun kişisel deneyimi gösteriyor ki tavsiye vermekle çözüm pek bulunmuyor, hatta tam tersine konular çok daha karmaşık bir hal alıyor…

Bu konuyu ele alan ve iki bölümden oluşan yazıyı aşağıda bulabilirsiniz:

Yorumlar kapalı

Kapsayan Liderlik (Inclusion)

“Diversity & Inclusion” iş dünyası için küresel boyutta günümüzde en önemli kavramlardan birisi olmuş durumda. “Bunca sıkıntı, tehdit, zorluk varken, ne oldu da acaba gündemde böyle insancıl bir konu var?” diyebilirsiniz. Bu kısa bilgi notunda kapsayıcılığın aslında günümüzde yaşanan birçok zorluğa panzehir olduğunu ifade etmeye çalışacağım. Yani insanlık eğer bugün içine düştüğü zorluklarla baş edebilecekse bu ancak kapsayıcılık sayesinde olacak. Bu da ancak kapsayıcı liderler ve onların vesile olduğu kapsayıcılık kültürü ile mümkün. Böyle de büyük bir iddia ile başlıyorum…

Yorumlar kapalı

Son çıkış kaçmak üzere…

“Son çıkış” kaçmak üzere…

Bu hafta Bloomberg Businessweek’te yayınlanan yazımın tam metnini buradan da paylaşmak isterim:

 

İyi bir gelecek inşa etmek hala elimizde ama biraz daha zaman kaybedersek yakında çok geç olacak. Hem de yaşamın her alanında… Bu yazının amacı kimseyi korkutmak değil ama günümüz gerçeklerini içselleştiren çözümler için bugün harekete geçmezsek yarın korkmak için bile geç kalacağız. Güncel iki önemli konuya dikkat çekmek istiyorum: bütüncül su yönetimi ve hibrit çalışma çözümleri ile verimli ve ahenkli bir yaşam.

 

2020’ye girerken bu sayfalarda yer alan yazımda “doğru seçimleri yapanları parlak bir gelecek bekliyor” demiştim. Hemen arkasından hayatımıza giren pandemi dönemindeki yazımda da “on yıllık değişim on haftada oldu” diye iddia etmiştim. Şimdi artık net bir şekilde ifade etmem gerekiyor ki Yahya Kemal’in sözleri ile “dönülmez akşamın ufkuna” çok yaklaştık. Ama bu ufuk aslında beraberinde birçok fırsat ve çözümleri de içeriyor. Yeter ki daha geç olmadan artık yeni paradigmaları kabullenip yeni pencerelerden konulara bakabilelim.

Yorumlar kapalı

ClubHouse Nedir?

ClubHouse pandemi nedeni ile hayatımıza giren birçok psikolojik sıkıntının adeta panzehiri olarak çıkıyor karşımıza.

Pandeminin sağlık sorunlarının yanı sıra, insanlığa çektirdiği en büyük psikolojik eziyet yalnızlık, temassızlık ve sosyal dürtülerin yoksunluğu. Virüse karşı geliştirilen önlemler, karantina, sokağa çıkma yasakları, toplanamama kuralları vesaire psikolojimizi bozuyor. Hadi bir nebze bunları değişik uygulamalar ile çözmeye gayret ediyoruz. Zoom üzerinde yapılan meze sohbetleri, aile toplantıları, doğum günü partileri, hatta kına geceleri ne kadar yaratıcı olduğumuza bir kanıt.

Ancak bu yaşam tarzının bence bizde yarattığı en büyük eksiklik, İngilizce “serendipity” diye geçen, hoş sürprizler, rastlantılar… Hani bir topluluk içine girip, yeni insanlarla tanışmak, karşımıza çıkan insanlardan duygusal ve bilgi anlamında beslenmek maalesef nerdeyse çıktı hayatımızdan. En son ne zaman tanımadığınız insanlarla dolu bir kalabalığa karışmıştınız? O kalabalık içinde birisi ile tanışmıştınız? Sadece tanışmak değil yeni bir insanı keşfetmenin zevkini en son ne zaman tatmıştınız?

Yorumlar kapalı

Konuşmalarım 2021

Mandalorian by Dr Riza KADILARGeçtiğimiz senelerde hep atladım böyle bir liste yapmayı, sonra da geriye dönüp toparlamak hep çok zor oldu. 2021 yeni yıl kararları arasında böyle bir sayfa açmak vardı. Umarım faydalı bir çalışma olur…

2020’de yaptığım konuşmaların büyük bir kısmı @rizakadilaracademy Instagram hesabında mevcut, fikir vermesi açısından paylaşıyorum.

Yorumlar kapalı